Son günlerde yaşanan olaylar, geleceğimiz olan gençler ve toplumumuz açısından oldukça endişe verici bir durum oluşturmaktadır. Ahlaki yozlaşma, sokaklara mahkum edilme, yaralama, intihar, öldürme gibi hadiseleri özellikle sorumlu yetişkinlerin düşünmesi gerekmektedir. Bu gidişatın sebebi nedir ve ne tür bir çözüm önerisinde bulunabilirimin kaygısını taşımak gerekmektedir.
Liseli Dilara’nın intiharı ve günlüğünden notlar; Ben adam olmam. Ben sizi zaten hiç sevmemiştim.” Babanın sözü, Dilara tek kızımdı.Eşimle ayrı yaşadığım için bunalıma girip canına kıymış olabilir.” (Vatan 24-02-2006) Sevgiden mahrum bırakılma, parçalanmış aile ve anlayışsızlık bir genç kızın yaşamın en renkli döneminde hayata küsmesine neden olmaktadır.
Sevgisizlik bunalıma, strese ve şiddete neden olmaktadır. Çocuklarıyla arkadaş olmasını bilemeyen anne babalar, onları yanlış arkadaşlıkların kucağına atmaktadır. Onlardan sevgilerini esirgeyip, onların temel gereksinimlerini sadece harçlık ve maddi ihtiyaçlardan ibaret görenler çocuklarını kaybetmekle karşı karşıya kalacaklardır. Çünkü arkadaş olamayan anne babalar çocuklarının güvenlerini de kaybedeceklerdir. Bunun sonucunda ise gençlerin duygusal birliktelikleri gizli ve yasaklı bir durumda devam edecek ve istenmeyen sonuçlar doğuracaktır. İşte bunun bir örneği basında “Sınıfta aşk cinayeti” şeklinde verildi. Kendisine “Seni kullandım buraya kadar” diyen erkek arkadaşını öldüren kız çocuğu, aslında sevgisizliğinin ve ilgisizliğinin kurbanı olmuştur. Çünkü genç, arkadaşıyla olan duygusal ilişkisini paylaşabilme gücünü ailesinden almış olsaydı veya ailesiyle duygusallığın boyutları hakkında konuşabilme cesaretini gösterebilseydi, belki de bu tür olumsuz sonuçlar yaşanmayacaktı.
Bir öğrencinin arkadaşına; “Bana racon kesenin kafasını keserim” diyerek bıçakla öldürdüğü öne sürülmüştür.(Sabah Gazetesi) buna benzer hadiseler her gün bir şekilde basında duyulmaktadır. Gençlerimiz şiddete susamış gibi gözünü kırpmadan en ufak bir olayda arkadaşlarını öldürmekte ve yaralamaktadır. Peki bunun sorumlusu kim veya kimlerdir. Bunu sadece dizilere bağlamak belki de doğru değildir. Ama dizilerdeki şiddet sahneleri ve bu şiddeti körükleyen karakterlerin popüler olması gençlerin onlara karşı bir özenti içine girmesine neden olmaktadır. Sorumlu yetişkinler gençleri okumaya yönlendirip, şiddet içeren dizi ve programlardan onları alıkoymalıdır.
Son olarak okullardaki ahlaki yozlaşmanın gündeme gelmesi vardır. Konya’da sınıfta öğrencilerin striptiz yapması ve bunun internette yayınlanması ile, kızların lavabodaki görüntülerinin kamaralı telefona alınarak internete sunulması, gençlerimizin değerlerden nasıl uzaklaştıklarının açık görüntüsüdür. Gençlerimizin duygularını inanç, ahlak ve insani değerler rotasıyla geleceğe yönlendirmezsek acemi duygu sürücüsü gençlerimiz şiddet ve ahlaki yozlaşma bataklığına doğru süren yarış devam edecektir.
Sonuç olarak anne babaların ve sorumlu yetişkinlerin gençlerle ilgilenmesi, onlara zaman ayırması ve onları sadece maddi ihtiyaçlardan ibaret görmemeleri gerektiğinin farkına varmaları gerekmektedir. Gençlerimizin duygularını anlayalım, onları yalnızlığa, sevgisizliğe, dizilere ve yanlış arkadaşlıklara mahkûm etmeyelim. Çünkü geleceğimiz gençlerimizin omuzları üstünde yükselecektir. Gençlerde ancak ve ancak sevgiyle, inançla ve ahlakla büyür...
Konu: Gençlerin Sorunları ve Öneriler 
