TÜRKÜ: Türkiyenin sözlü geleneğinde, bir ezgi ile söylenen halk şiirlerinin her çeşidini göstermek için, en çok kullanılan ad "türkü"dür. Trükü kelimesinin, Türk adının sonuna, Arapça ilgi eki olan "i" ekinin getirilmesiyle ortaya çıktığı anlaşılır.Türki: Türkle ilgili, Türke özgü anlamında kullanılır. Kökü, XV. yyda Horasana kadar dayanır. Türkünin belli bir şekli yoktur. Bir koşma, bir semai, bir destan ya da herhangi bir halk şiiri türkü ezgisiyle söylendiğinde türkü olur. Bu yüzden türkü tipinin en belirgin özelliği "melodisidir". Bunun dışında, türküyü diğer halk şiiri türlerinden ayıran bir özellik de her ezginin sonunda bulunan kavuştaklardır (nakarat). Kavuştaklar her ezgiden sonra tekrar edilen ikilik (ya da daha çok) dizelerdir. Türkülerin büyük çoğunluğu anonimdir ya da ağızdan ağıza söylenirken söyleyeni kaybolmuştur. Türküler bu şekilde halkın malı olurlar. Türküler çoğu kez, bir doğa olayı ya da bir kahramanlık karşısında doğar ve yayılırlar. Türküler, doğdukları bölgenin özelliklerini koruyamazlar. Taşındıkları bölgelerde kişilerin, yer adlarının, hatta konuların bile değiştiği görüldüğü için, nerde doğduklarını saptamak güçleşir.
* Ezgilerine göre
- Usüllü (Oyun havaları)
- Usüllü (Uzun Havalar)
* Yapılarına göre
- 5li den 16lı hece ölçüsüne kadar türküler vardır
- Kavuştaklı türküler
* Konularına göre
- Ninniler
- Çocuk türküleri
- Doğa türküleri
- Aşk türküleri
- Kahramanlık türküleri
- Askerlik türküler-
- Tören türküleri
- İş türküleri
- Derebeyi, eşkiya, cinayet türküleri
- Ölüm türküleri (ağıt)
- Güldürücü türküler
- Karşılıklı türküler
- Oyun türküleri
DUDAK DEĞMEZ (Leb Değmez): Halk edebiyatımızda saz şairleri arasında atışmalar, taşlamalar gibi kar*şılaşmaların yapıldığını belirtmiştik. Bu karşılaşmalardan birisi de dudak değmezdir. Bu türde aşıklar söyleyecekleri dörtlüklerde dudak seslerinden (b,f,m,p,v) harflerini kullanamazlar. Dudak değmez saz şairleri arasında karşılaşmalı yapıldığı gibi verilecek bir ayağa göre tek bir saz şairi de kendi başına Dudak değmez dalında hünerini gösterebilir. Bunun için de iki dudak arasına bir iğne konur. Yanılma halinde iğne dudağa batarak kan çıkmasına yol açacağında, hakemlik yapanlara karşı bir itiraza mahal kalmaz.
GÜZELLEME: Halk edebiyatımızda saz şairleri güzelleme de, söylerler. Genellikle geçimlerini sağlamak için köy köy gezen ve her yerde saygı gören ve konuk edilen saz şairleri, gördükleri ilgi ve ikram karşısında gerek ev veya kahvehane sahi*bine ve kendisini dinleyen topluluğa o anda birer dörtlük söyleyerek hoşame*dide bulunurlar. Aynı kural saz şairlerinin davet edildikleri sünnet törenleri ile düğünlerde de uygulanır. Ayrıca doğa güzelliklerini dile getirmek, kadın, at, silah ve benzeri şeyler için de güzellemelerin yazıldığı görülmüştür. Konya Aşıklar Bayramında her yıl sazlı güzellemeler, ayrıca sazsız, sözlü güzelle*meler söylenmektedir.
KOÇAKLAMA: Savaş ve dövüşleri anlatan, mertlik ve yiğitlik duygularını işleyen şiirler*dir. Koçaklama dalında en güzel şiirleri Köroğlu yazmıştır.