Kekliktepe Köyü Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Kekliktepe Köyü Forum


 
AnasayfaKapıGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Osmanlı Belgelerinde Alevi/Bektaşiler..

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
emrah yardım
Karakartallar Yüksek Uçar
Karakartallar Yüksek Uçar
emrah yardım


Erkek
Mesaj Sayısı : 837
Yaş : 36
Nerden : istanbul
İş/Hobiler : öğrenci
Lakap : lakabı olmayan insan
Kayıt tarihi : 03/03/08

Osmanlı Belgelerinde Alevi/Bektaşiler.. Empty
MesajKonu: Osmanlı Belgelerinde Alevi/Bektaşiler..   Osmanlı Belgelerinde Alevi/Bektaşiler.. EmptyCuma Nis. 11 2008, 20:45

Cuma Namazına Gitmeyenlerin Cezalandırılması



CUMA NAMAZINA GİTMEYENLERİN

CEZALANDIRILMASI

Hüseyinabad kazasında câmiler olduğu halde cuma namazı kılınmadığı bildirildiğinden, cuma namazına gitmeyenlerin kimler oldukları hususunda ayrıntılı bilgi verilip gelecek emre göre hareket edilmesi; ehl-i fesâddan olduğu bildirilen Bozdoğan köyü sipahisi Hüseyin’in timarının alınması için beylerbeyine emir gönderildiği; ayrıca, teftişten kaçtıkları bildirilen kişilerin durumlarının tahkik edilerek hapsi gerektiren suçları varsa hapsedilip suçlarının arzedilmesi.

Yazıldı.

Nişânluya. Ho. Sene: 976 Belge No: 2705 (M.D.)

Bozok beğine hüküm ki:

Hüseyinâbâd kazâsında üç-dört yirde câmi‘ var iken mücerred hutbe-i şerîfe ve Çehâr-yâr’un radıya’llâhü te‘âlâ anhüm esâmî-i münîfeleri istimâ‘ından ictinâb olunup cum‘a namâzı kılınmayup ve ehl-i fesâddan Boztoğan nâm karye sipâhîsi olan Hüseyin ve karye-i Kayabüki’ndan Yolkulı ve Birkulı ve Ya‘kûb ve karye-i Manşar’dan Hızırşâh, tu[r]akcısı ve ba‘zıları hırsuzluk ile meşûr harâmîler olup teftîşden kaçdukları i‘lâm olunmağın buyurdum ki:

Vusûl buldukda, bu bâbda gereği gibi mukayyed olup e’imme vü hutabâ vücemâ‘atlerinün ve gayrisinün ahvâl[l]erin hufyeten tetebbu‘ u tecessüs idüp göresin; ol ictinâb idüp cumva namâzı kılmayanlar ne makûle kimesneler olup ve hutabâ vü eyimmesi mülhıd ü râfızî midür, nicedür ve bi’l-cümle hutbe istimâ‘ından ictinâb idüp cum‘a namâzı kılmayanlar her kim ise ve ne mahalde ve ne karyede mütemekkinler ise esâmîsiyle her birinün keyfiyyet-i hâlin mufassal ü meşrûh yazup Südde-i Sa‘âdetüm’e arzeyleyesin; sonra ol bâbda emrüm ne vechile sudûr iderse mûcebi ile amel oluna ve mezbûr sipâhî Kefe mühimmâtı içün zahîre virmeyüp ınâd itdüği arzolunmağın; “Arzolundı gibi ise tîmârın âhara viresin.” diyü beğlerbeğisine hükm-i şerîfüm gönderilmişdür. Ammâ; sâyirlerinün ahvâlin görüp fi’l-vâkı‘ ehl-i fesâdlar olup şer‘an habsolunmak îcâp ider husûsları sâbit ü zâhir olmış ise elegetürüp habsidüp vukû‘ı üzre mufassal ü meşrûh yazup bildüresin.




GİRESUN, UZGUR KÖYÜ’NDEN RAFİZİLLERİN

HAPSEDİLMESİ





Giresun kadısı tarafından gönderilen mektupta, Uzgur Köyü’nden bazı kimselerin rafızî oldukları, uygunsuz davranışlar içerisinde bulundukları, dört halifeye sövdükleri, namaz kılmadıkları ve Ramazan‘da oruç tutmadıkları gibi içki içtikleri bildirildiğinden, adı geçen şahısların yakalanıp teftiş olunmaları ve suçları sâbit görülenlerin hapsedilerek sonucun bildirilmesi.

Yazıldı.

Mektûb getüren Mustafâ‘ya virildi. Fî gurre-i Rebî‘u‘l-âbır, sene: 976, Belge No: 2131 (M.D.)

Erzurum beğlerbeğisine hüküm ki:

Giresun kâdîsı mektûb gönderüp; “a‘yân-ı vilâyetden hatîb u imâm u mü‘ezzin ve sâyir sipâh ve gayriden haylî kimesneler meclis-i- şer‘a gelüp; “U[z]gur nâm karyeden Hâcî bin Îsâ ve Receb bin Ramazân ve Mustafâ bin Hasan ve Bayram bin Pîr Alî ve Himmet bin Turak ve Mehmed bin Mûsâ nâm kimesneler râfızıyyü‘l-mezhep olup birbirinedn avretlerin kaçurmayıp nâ-mahremlerle mahlût olup halîfeleri olmağla gice ile nâ-mahremlerle cem‘ olup nâ-meşrû‘ fi‘lden hâlî olmayup aslâ namâz kılmayup ve Ramazân-ı şerîfi tutmaduklarından gayri şürb-i hamr idüp ve Çehâr-ı Güzîn‘e hâşâ sebbidüp şekâvet üzredür.” diyü [haber virdüklerin]” bildürmeğin buyurdum ki:

Varıcak, bu bâbda onat vechile mukayyed olup mezkûrları ahsen vechile ele getürüp dahı toprak kâdîsı ma‘rifeti ile ahvâllerin a‘yân-ı vilâyetden ve mu‘temedün-aleyh kimesnelerden hakk üzre onat vechile dikkat ü ihtimâmla teftîş idüp göresin; arzolunduğı üzre rafz u ilhâdları var mıdur, ahvâlleri nicedür; tamâm sıhhati üzre ma‘lûm idinüp rafz u ilhâd üzre oldukları sâbit ü zâhir olanları muhkem habsidüp sübût ü zuhûr bulan ahvâllerin hakîkati üzre yazu bildüresin; sonra emrüm ne cevhile olursa mûcebi ile amel eyleyesin; tamâm hakk üzre olup hılâf-ı vâkı‘ nesne arzitmekten hazer eyleyesin.


soreş
Kullanıcının Profilini Göster
soreş tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul

11-09-2006, 08:07 AM #2
Profil
soreş
Müsahip (Yol Kardeşi)







--------------------------------------------------------------------------------


BOZOK SANCAĞI‘NDA ÇOCUKLARINA KIZILBAŞ ADI KOYANLARIN CEZALANDIRILMASI



Bozok sancağının Selmanlı nahiyesinde halkın mallarını çalan sipahileri koruduğu, çocuklarına Kızılbaş adları koyduğu ve İran‘la bağlantısı olduğu bildirilen Budaközü Alaybeyi Ferhad‘ın teftiş edilerek neticenin ayrıntılı olarak bildirilmesi.

[Yev]mü‘l-Ahad, 22 Cumâde‘l-âhır, sene: 976

Yazıldı.

Beğlerbeği Subaşısı Ömer‘e verildi. Fî 22 Cumâdel‘l-âbır, seîâûne: 976, Belge No: 2617 (M.D.)

Rûm beğlerbeğisine hüküm ki:

Bozok Sancağı Beği Çerkes dâme ızzühû Dergâh-ı Mu‘allâm‘a mektûb gönderüp; “Emr-i şerîf ile masâlih-ı müslimîn görmek içün Bozok kazâsına tâbi‘ Selmânlu nâhıyesine varıldukda nâhıye-i mezbûre sipâhîlerinden re‘âyâ tâyifesi; “Mâlımuzı ve rızkımuz ve at u katırımuz ve devemüz sirka itdiler.” diyü şekvâ idüp mezbûr sipâhîler şer‘-ı kavîme da‘vet olundukda itâ‘at itmeyüp Budaközi Alaybeğisi olan Ferhâd mezbûrlarun yatağı olup ve akreb akribâlarından olmağla mu‘în ü zahîr olup gaybet itdürmekle görilmek müyesser olmayup ahvâlleri sü‘âl olundukda; “Ehl-i şenâ‘at ü bid‘at kimesnelerdür.” diyüp ve mezbûr alaybeğiden nice kimesneler şikâyet idüp ve mezhebi (?) fâsid olup dâyimâ harâmîlık iden kimesnelerden kiminün adı Tahmasb ve Sâm Elkâs ve Elvend ve kendü oğullarınun isimleri Burc Alî, Mîrzâ ve Sultân Alî olup Öte Cânib‘e mürâca‘ati vardur. Anun gibilerün tîmârları alınup kendüler teftîş olunup fesâdları sâbit oldukdan sonra haklarından gelinmezse memleketden fesâd hâlî olmaz.” diyü arzitmeğin mezbûrun ahvâli teftîş olunup arzolunduğu gibi midür, nicedür; tekrâr arzolunmasın emridüp buyurdum ki:

Vusûl buldukda, mezbûrun ahvâlini gereği gibi hakk üzre sirran ve alâniyyen teftîş idüp göresin; fi‘l-vâkı‘ arzolunduğı gibi midür, nicedür; hakî[ka]ti ile ma‘lûm [idinüp] mufassal ü meşrûh yazup Dergâh-ı Mu‘allâm‘a arzeyleyesin. Ammâ; tamâm hakk üzre olup hılâf-ı vâkı‘ kazıyye arzolunmakdan hazer idüp sıhhati üzre yazup bildüresin.



ESKİŞEHİR/KARACAŞEHİR’DE

NAMAZDAN SONRA SESLİ TEVHİT VE

SEMAH YAPANLARIN SORUŞTURULMASI



YAZI: 16 Zilhicce sene 991 (Aralık 1583), Padişah 3. Murat dönemi, Sadrâzam: Kanijeli Siyavuş Paşa, İran’da 1. Tahmasb’tır. O yıl, Özdemir Oğlu osman Paşa Şirvan’ı aldı.

KİMDEN:

Padişah’tan

KİME:

Karacaşehir (Ekişehir’in güneyinde 10 km.) Kadısına HÜKÜMKİ,

KONU: Karacaşehir’de bazı şeyh ve müderrislikten kelime–i tevhid getirdikleri halk bunu yadırgayıp şikâyet ettiklerinde padişah bunun sakıncası olmadığını bildirmektedir.



BELGENİNMEÂLİ

Dîvân–ı Hümâyûn kâtiblerinden Mustafa’ya virildi



Karacaşehir Kadısı’na HÜKÜMKİ,

Eskişehir ve Gölpazarı kadıları ile kasaba–i mezbhur (yukarıda adı geçen) Beği ulêma ve sulehha a’yanı mahzar (toplu dilekçe) gönderüb kasaba–i Karacaşehir’de âsûde olan ÇAVDAR ŞEYH nâm azizin sulbi (kendi) oğlı olan ŞEYH MEHMET zîde takvahü (dine bağlılığı sürsün) medreseden tekaüd (emekli) ihtiyâr iden Mevlânâ (kadı) Ömer ile kazâ–i mezburda beş vakit namaz kıldıktan sonra âdâb–ı meşâyih üzere dervişleri cehren (yüksek sesle) halka ile tevhid iderken ba’zısı cezbe–i ilâhiye irüşür bhi–ihtiyar (kendiliğinden) Hû Hû deyû semâh ile tevhid itdüklerine avâmdan (halk) envâ’–ı gayri şâhid–i zor (yalancı tanık) ile başlarına kasd idüb bu makule zülm ve teaddi (baskı) ile ref’ olınmak içün emr–i şerhifim virilmek ricâsına arz itdükleri ecilden BUYURDIM Kİ, vusûl buldukda (ulaşınca) bi–z–zât mukayyed olub mezbhurların şer’–i şerîfe (şeriata) muhâlif (aykırı) filleri olmayub kendü hâllerinde tevhîd–i ilâhi (Lâilâhe–ill –allah) ye meşgul hilâf–ı şer’ (şeriata aykırı) ba’z–ı kimesneler dahi (karışma) iderlerse men’ idüb hilâf–ı şer’ şerîf kimesnelere iş itdirmeyesin.

BELGE:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.kekliktepe.tr.cx
 
Osmanlı Belgelerinde Alevi/Bektaşiler..
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Alevi Katliami

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kekliktepe Köyü Forum :: ALEVİLİK :: ALEVİLİK TARİHİ-
Buraya geçin: