Pir Sultan zaten Hacı Bektaş Veli Dergâhı'ndan el almış, Pir Balım Sultan elinden dolu içmiştir. Dergâh eşiğine yüz sürdüğünü belirttiği nefesten anlaşıldığı üzere, Balım Sultan sağdır.
Pir Sultan'ın Piri, C. Öztelli'nin ileri sürdüğü gibi, iki şiirinde adı geçen kesinlikle “Hasan Efendi” olamaz.
Hasan Efendi postunda oturur
Rumun abdalları hizmet yetirir
Zemheride deste gülü getirir
Hacı Bektaş Veli Sultan Balım var
Bu dörtlüğün geçtiği nefeste Pir Sultan Abdal, Hacı Bektaş Veli ve Balım Sultan'a sevgisini anlatmaktadır. Üstelik şiirin sonunda ``Pir Sultan'ım biat ettik ol erden'' demektedir. Bir başka şiirinden, Hasan Efendi'nin Koyun Baba Tekkesi postnişini olduğu da rahatlıkla çıkarılabildiğine göre (bkz. Cahit Öztelli, agy, s. 38-39 ve 190), onu Hacı Bektaş Dergâhı'na halife yapmak zorlamadan başka birşey değildir. C. Öztelli, Pir Sultan'ın asılma tarihini 1617'lere kadar yaklaştırdığı için bu zorlamayı yapmış olmalıdır.
Hasan Efendi, Dergâh'ta yapılan Cem'lerde 12 hizmet postlarından birinde oturmuş olabilir. Hatta Pir Sultan'ın kendisi bir nefesinde, “Ayn-ı Cem'in bülbülüyüm” dediğine bakılırsa o da, saz çalıp deyiş okuyan “Zakir” postunda oturmuştur.
Arzuladım sana geldim
Hünkâr Hacı Bektaş Veli
Eşiğine yüzler sürdüm
Hünkâr Hacı Bektaş Veli
Pir elinden dolu içtim
Erenler demine düştüm
Ak cenneti gördüm geçtim
Hünkâr Hacı Bektaş Veli
Kırk Budak'ta şema yanar
Dolusun içenler kanar
Abdalları semah döner
Hünkâr Hacı Bektaş Veli
(...)
Balım Sultan er köçeği
Keser kılıncı bıçağı
Cümle erenler gerçeği
Hünkâr Hacı Bektaş Veli
Pir Sultan'ım gerçek veli
Erenlerden çekmem eli
On'ki imamın serveri
Hünkâr Hacı Bektaş Veli
Hacı Bektaş Veli, onun dilinde hem Muhammed Mustafa, hem Haydar-ı Kerrar'dır (Ali'dir). Gerçek Şah odur:
Firdevs-i ala'da bir yanal elma
On sekiz bin alem nuru dediler
Muhammed Mustafa Haydar-ı Kerrar
Hünkâr Hacı Bektaş Veli dediler
(...)
Pirim der ki Bektaşiyim Bektaşi
Size nasip veren ol nasıl kişi
Sıkar un ederdi örs gibi taşı
Budur cümlesindenh ulu dediler
(...)
Evvel Ali'ydi sonra sonra Veli oldu
Yol erkân bir zaman batında kaldı
Urum ellerinden nameler geldi
Budur Hakk'ın doğru yolu dediler
Pir Sultan'ım eydür Şah'ım Veli'dir
Cihanı bürüyen onun nurudur
Şüphesiz ki Hak Muhammed Ali'dir
Bilmeyene Mülcem soyu dediler
Pir Sultan Abdal Hacı Bektaş kapısından, yani Dergâh'dan medet-mürvet bekliyor. Hacı Bektaş Veli'yi “Pirlerin Piri ve Şahların Şahı” olarak niteliyor:
Sensin bizim zahir batın ulumuz
Aman medet mürvet Pir Hacı Bektaş
Her taraftan sana çıkar yolumuz
Ali'sin bir adın var Hacı Bektaş
Seni sevdik senden yana yakıldık
Münkirlerin kesretinden sıkıldık (kesret : çokluk)
Herbirimiz künc-i gamda takıldık (künc-i gam: gam köşesi)
Yetiş bu imdada er Hacı Bektaş
Pirlerin pirisin yok sana teki
Müminin canısın münkirin şeki
Zahirde batında değilsin iki
Yetmiş üç milletsin bir Hacı Bektaş
Şahların şahısın zat-i Ali'sin
Her ilmin kânısın Şah-ı Veli’sin
Abdal Musa kendi Kızıl Deli'sin
Abdalların başı der Hacı Bektaş
Pir Sultan Abdal’ım sana dayandım
Uyur idim hizmetimden uyandım
Her isteyenlere verdin inandım
Benim de muradım ver Hacı Bektaş
Görüldüğü gibi, Pir Sultan Abdal Hacı Bektaş Veli'den manevi destek diliyor. Bir başka şiirinde Hacı Bektaş Dergâhı’ndan “nasip alır da var, almaz da” derken, onları Dergâh'a bağlayıp “irfan defterine yazdırmak” amacında olan Pir Sultan, “gelmezleri, görmezleri, bilmezleri” birliğe çağırır:
Evvel bu dergâhtan nasip
Alan da var almaz da
Tarikate kadem basıp (kadem: ayak)
Gelir de var gelmez de
Sazını almış destine
Hizmet ederdi dostuna
Ahd ile ikrar üstüne
Durur da var durmaz da
Olayım der isen Hızır
İrfan defterine yazıl
Hak her yerde hazır nazır
Görür de var görmez de
İçin bizim dolumuzdan
Çıkman sakın yolumuzdan
Pir Sultan'ım halımızdan
Bilir de var bilmez de
Pir Sultan Abdal, Dergâh'ta birliğe çağrı yaparken koşulları, kuralları da tek tek açıklıyor. Yoksa “sürerler dergâhtan haller nic'olur” korkusunu çekiyor, anımsatıyor baştan. Kendisi Şah’ın, yani Hacı Bektaş'ın “aciz kuludur”, öyle görüyor:
Pir Sultan'ım kemter kuldur Şah'ına
Hünkâr Hacı Bektaş nazargahına
Deli gönül hak ol düş Dergâh'ına
Er olayım dersen er ile görüş
Aksi takdirde:
Pek imiş kurulmaz feleğin yayı
Ezelden sunulur aşığın payı
İki dinli yüzlü yüze gülücü
Sürerler Dergâh'tan haller nic'olur
Er değildir er nefesi tutmayan
Er pislik temiz etmeyen
Özünü rızaya teslim etmeyen
Sürerler Dergâh'tan haller nic'olur
Erenler kabul eylemez yalanı
İçi sual olup dışı güleni
Evvel ikrar verip sonra güleni
Sürerler Dergâh'tan haller nic'olur
Pir Sultan’ım ihlas çağır Pir'ine
Yerler gökler inler ah ü zarına
Mümin olan çıkar Hak divanına
Sürerler Dergâh'tan haller nic'olur
Pir Sultan Abdal inanmıştır ki, Pir önünde gerçeklerden söz açılır. Ama “yapı birlik ile yapılır”.
Yine gerçeklerden açtık kapuyu
Bir Pir'in önünde kıldık tapuyu
Arı birlik ile yapar yapuyu
Birlik ile bitmeyende bal olmaz
Pir Sultan’ım eydür kalbimin nuru
Müminler gözlüyse münafık kördür
Erenlerin yolu kadimdir birdir
Her tepenin başında da yol olmaz
Pir Sultan Abdal, hem şöyle sorar:
Muhammed Ali neslinden kim kaldı
Kim var Hacı Bektaş Veli'den gayrı
Onulmaz yaraya merhem kim sardı
Kim var Hacı Bektaş Veli'den gayrı
Hem de soruşturmasına yine kendisi yanıt verir:
Çok şükür olsun Hüda'nın demine
Hacı Bektaş Veli Sultan Balım var
Mehdi evsafı eyledim temine
Hacı Bektaş Veli Sultan Balım var
(...)
Bir güneş doğdu dünyanın yüzüne
Âşıkların nur göründü gözüne
Cümle canlar niyaz etti özüne
Hacı Bektaş Veli Sultan Balım var
Pir Sultan’ım biat ettik ol erden
Muhabbet kokusu geliyor serden
Katarından ayırma Şah-ı Merdan
Hacı Bektaş Veli Sultan Balım var
Anadolu'nun yetiştirdiği ve Aleviliğin Yedi Ulu'sundan biri olan büyük ozan, artık Hacı Bektaş Dergâhı'nda daha önce oturmuş ve oturmakta olanların ve Bektaşilerin açık yürekli propagandası içindedir.
Artık Pir Sultan'a göre “devir Bektaşilerindir”. Öyleyse “sevdalı, bade süzen, dünyayı gezen, sırlarına güç erilen ama arifler arifi ve hak yoluna canlarını kurban etmekten çekinmeyen Bektaşiler” derlenip toparlanmalıdır.
Sevda çekmek şanlarıdır
Gizlice erkânlarıdır
Hak yoluna canlarıdır
Kurbanı Bektaşilerin
Onlar Horasan'ı gezer
Demkeş olur bade süzer
Seyyah olup daim gezer
Sultanı Bektaşiler'in
Sırlarına güç erilir
Remizleri geç bilinir
Üstad olan Pir seçilir
Hünkârı Bektaşilerin
Arifler arifi gelir
Arife tarif vız gelir
Uzak yakın hep bir gelir
Hassına Bektaşilerin
Pir Sultan’ım bu ne demek
Yerde insan gökte melek
Hiç cahile çekme emek
Devridir Bektaşilerin
Sanki bu derleniş için “Rum (eli)’u fetheden Kırklar serdarı Şah Kızıl Deli'yi (Seyyid Ali Sultan'ı) imdada” çağırmaktadır.
Şah-ı Merdan Ali kurdu bu yolu
Hazreti Fatıma cihanın gülü
Evvel Seyyid Ali aldı yürüdü
Kırkların serdarıdır Kızıl Deli
Pir Sultan'ım eydür sancak getiri
Zemheride gonca güller bitiri
Kalenin altın üstüne getiri
Rum'un fethin eden Şah Kızıl Deli
***
Hey erenler evliyalar serveri
Himmet eyle bize Şah Seyyit Ali
Tarık-ı Naci'nin sensin rehberi
Himmet eyle bize Şah Seyyit Ali
Pir Sultan'ım eydür yola âşıkız
Ta ezelden böyle kalbi sadıkız
Severiz ey Şah'ım kalbi sadıkız
Rahmet eyle bize Şah Seyyit Ali